Sağlık İçin Bal
Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Bal yiyin, zira içinde bal bulunduğu için, meleklerin rahmet dilemediği hiçbir ev yoktur. Bal yiyenin midesine bin deva girer ve milyonlarca günah uzaklaşır. Bir kişi Ölür ve bedeninde bal bulunursa, bedenini cehennem ateşi yakmaz. Her sabah bal şurubu içenler hasta olmaz. Benim nazanmda, bal gibi şifa yoktud’ buyurmuştur. Bal mide ve bağırsak bozukluklarına iyi gelir,- mide ve onikiparmak bağırsağındaki ülserlerin ve dış yaraların kapanmasını sağlar. Romatizma, kalp, akciğer, karaciğer ve cilt hastalıklarına iyi gelir. Damar sertliği, sinir bozukluğu ve kansızlığa faydalıdır. Bal hem kabızlığı gideren, hem de ishali durduran bir ilaçtır. Bal yemek insanı gençleştirir, dinç tutar. Şifalı özelliklerinden dolayı, bebeklerden yaşlılara kadar her yaş grubu için gerekli bir besin maddesidir. Hakiki bal kovandan alındıktan, yaklaşık 4-5 hafta sonra kristalleşmeye başlar. Donmuş balın kristalleri incedir. Büyük kristalli balın kalitesi düşüktür. Bazı bal türleri kristalleşmeyebilir. En kıymetli bal ilkbahar ve yazın alınan baldır. İlaç olarak kullanılacaksa bu balın tercih edilmesi gerekir. Sonbahar balı ise fazla şifalı değildir.
- Bir nohut tanesi kadar propolis ve aynı miktarda balmumunu, bal ile birlikte çiğnemek, ağız ve burun damarlarındaki tıkanıklıkları giderir.
- Varis yaralarına, kangren yaralarına, ağız yaralarına, çıbanlara, ciltte oluşan iltihaplı yaralara bal sürmek şifalıdır.
• Bal, göze ve göz yaralarına merhem, ağız temizleyici ve damar açıcı olarak da kullanılır.
• Kulağa eşit miktarlarda bal ve ılık suda eritilmiş kaya tuzu damlatmak kulağı iltihaptan temizler.
• Bademcikler şiştiğinde ağızda bal tutmak faydalıdır.
• Bal, uykusuzluğun en iyi ilacıdır.
• Şekeri yüksek olan hastalar da, bir çay kaşığından başlamak şartıyla, her gün 1 tatlı kaşığından bir çorba kaşığına kadar bal tüketebilirler ve hakiki bal tedavisiyle bu hastalıktan kurtulabilirler.
Bal, yemek ile birlikte veya yemekten hemen sonra yenirse, tüm şifa özelliğini kaybeder, alerjik etki yapabilir. Balın fazlası şişmanlatır, tembellik yapar, uykuyu çoğaltır. Tedavi amacıyla bal tüketmek isteyen, her sabah veya akşam aç kamına 1 çorba kaşığı bal yiyebilir. Ancak yediği bu bal yemek öğünü yerine geçer, yani ardından yemek yenmez. Balla birlikte su içmede bir sakınca yoktur. Bir diğer seçenek de, sabah ve akşam yemekten önce 1 tatlı kaşığı bal yemektir. Birkaç günü sadece bal ile geçirmek isteyenler ise, günde 100-150 gr. bal yiyebilirler. Her gün bal yiyenlerin günde 1 çorba kaşığından fazlasına veya başka tatlılara ihtiyacı yoktur. Balı parmakla veya tahta kaşıkla yemek sünnettir.
Bal buzdolabında değil, serin ve karanlık bir yerde saklanmalıdır. Eğer bal koyulan cam veya tahta kap sıkıca kapatılırsa, sahip olduğu şifa özelliğini kaybetmeden senelerce saklanabilir. Balın terkibinde %18 su, % 40 meyve şekeri (fruktoz); % 34 üzüm şekeri (glikoz),- % 0,4 diğer şekerler,- % 0,3 protein,- % 7,1 madeni tuzlar, mikroelementler, fermentler, vitaminler ve diğer maddeler bulunur. Bal, laboratuvarlarda, bu terkibe göre glikoz ve fruktoz oranı belirlenerek basit bir şekilde test edilir. Genellikle, balda glikoz ve fruktoz oranı normlara uygunsa diğer maddeler de mutlaka normlara uygundur. Ancak bugün bu test önemini yitirmiştir. Çünkü Türkiye’de artık genetiği değiştirilmiş glikoz ve fruktoz üretilmekte ve yurtdışından getirilen, sentetik bal aroması kullanılmaktadır. Bu şekilde mis gibi bal kokan çeşit çeşit karışım lar bal olarak piyasaya sürülmektedir. Bu sahtekârlığı ispat etmek çok zordur, çünkü Türkiye’de, bu alanda yeterli sayıda ve nitelikte laboratuvar ve uzman yoktur.
Bal ile hazırlanan ilaçlar:
• 1 kilo tereyağı, su içinde 5-10 dakika kaynatılır, su üzerine çıkan tereyağı toplanır ve 500 gr. bal ile karıştırılır. Yaralara, elgzamaya ve yanıkların üzerine sürülür. Aynı karışım kahvaltıda ekmekle de yenebilir.
^ 3 yemek kaşığı papatya 500 gr. sıcak suya konur ve 1 saat demlenmeye bırakılır. 40 dereceye kadar soğuduktan sonra süzülür ve 3 yemek kaşığı bal ilave edilir. Anjin, ağız, dil, mide ve bağırsak yaralarında kullanılır (gargara yapılır, içilir, lavman yapılır).
• 1 çorba kaşığı bal, 1 bardak elma suyu içinde eritilir ve her sabah aç karnına içilir. Bilhassa karaciğer hastaları için çok şifalıdır.
• 10 gr. kaya tuzu 50 gr. ılık su ile eritilir. Sonra bu tuzlu sudan gerekli miktar alınır ve aynı miktar bal ile karıştırılır. Sabah-akşam kulaklara 7-8 damla ılıtılarak damlatılır. Ortakulak iltihabı, mantar ve kulak uğultusuna iyi gelir.
^ Ceviz yaprağı çay gibi demlenir ve süzülür. 40 dereceye kadar soğuduktan sonra bal eklenir. Her gün çay gibi içilirse, vücuda kuvvet ve canlılık verir. Ballı sarımsaklı ilaç 10 tane limonun suyu, tahta havanda dövülmüş 10 baş sarmısak ve 1 kilo bal ile karıştırılarak cam kavanoza konur. Ağzı 3 kat pamuklu bezle kapatılır, karanlık ve serin bir yerde 7 gün bekletilir. Yedi gün sonra kavanozun kapağı kapatılarak buzdolabına konur. Yıllarca saklanabilir, ne kadar uzun kalsa o kadar kuvvetlenir. İlaç bitene kadar her gün aynı saatte aç karnına 4 çay kaşığı yutulur. Her defasında ağza 1 çay kaşığından fazla almamak ve hemen yutmadan, ağızda dağılmasını sağlayacak şekilde dolandıra-dolandıra eritmek gerekir. Çünkü önemli olan ilacın mideye gitmesi değil, ağızdaki kılcal damarlar tarafından emilmesidir. Bu mükemmel ilacın, bu şekilde tüketilmesi kalp ve beyin damarlarını temizleyerek açar. İçilerek tüketildiğinde ise mide ve 12 parmak bağırsağı ülserine, midedeki H. Pylori enfeksiyonuna son verir. Bu kür, sağlıklı olanların hastalanmaması, hastaların ise tedavisi için yılda bir defa kullanılabilir. Ayrıca 40 yaşın üzerindekiler her türlü hastalıkta bu ilacı kullanabilirler.
NOT: Limon suyu yerine sirke de kullanılabilir (“Elma Sirkesi bölümüne bakınız.)
Kaynak: Aidin Salih’ in Gerçek TıpAdlı Eserinden Alıntırıdr.